1 Şubat 2012 Çarşamba

PANEL

"SANAT BAĞIMSIZ MI?"






İnisiyatif almak, kültür politikalarının inşa edildiği bir süreçte bağımsız olma hallerini nasıl değerlendirebiliriz? Neticede bir kültür endüstrisi durumu var ortada, Türkiye özelinde düşündüğümüzde 1990’larda nispeten oturmaya başlayan bağımsızlık durumu, 2000’lerle birlikte çağdaş sanat müzelerinin, kurumlarının ve galeriler açılması ile çıldırmış bir kapitalist ilerleme sürecine girmişti. Bu noktada, sanat yapıtı değil sadece, sanatçı ve izlerkitle de değişmiş vaziyette.

Bu noktada tekrar bir 10 yıllık sürenin ardından “alternatif” bir duruş sergileme durumu çıktı ortaya. Ama bu kez ortada ikircikli bir durum var. Paul Virilio’nun diyor ya “Çağdaş sanat, tamam da, neyle çağdaş?” diye, alternatif peki ama neyle alternatif? Nasıl, neye, kimle, ne zaman ve hangi bağlamda alternatif olmaktan söz edilebilir? Hani Açık Radyo’nun 1990’lardan bu yana özgür, bağımsız ve demokratik” bir alternatif söylemle, kültür endüstrisi ve popüler kültüre angaje medyanın dışında bir tekerlek izi çizmesi gibi bir durum, 2000’lerin sonunda bir tür alternatiflikten hareketle “kurumsallaşma”ya uzanmıştır. Bugün en tehlikeli kelimelerden birisidir alternatif ve inisiyatif kelimesi de aynı şekilde kirlenmeye uzanmakta. Zira, Terry Eagleton’un aktardığı gibi bir sözcüğe çok anlam yüklediğinizde, temel anlamı kaymaya başlar, sözcük içeriksizleşir.

İnsel İnal bağımsız olma durumunun daha eğitim aşamasında zerk edilmemesinden hareketle, bağımsız olmanın temelinin başlangıç noktasını sürekli vurgulamaktadır. Yarın da sanat eğitimi ve bağımsız olma durumu arasındaki dikotomik ilişkiyi ele alacak. Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakülteleri’nin “ideal formları” değil de, “olası formları” öğretmesi gerektiğini vurgulamak bu minvalde çok önemli. Zira post-modernizm gibi, post-pedagoji gibi terimleri de tartışmakta dünya. İnsel aynı zamanda 1990’ların aktif sanatçı öznelerinden birisi olarak bu süreci bizatihi yaşayan ve gözlemleyen isimlerden birisi.  
Rafet Arslan’ın ise güncel ortamdan hareketle bağımsız olma, içeride ve dışarıda bulunma hallerine değineceğini söyleyebilirim. Sitüasyonist Enternasyonel de dahil birçok avangard ve neoavangard noktanın temsilini tam dibinden hisseden Sürrealist Eylem Topluluğu’nun da öncülerinden Rafet, müze, galeri, kurumsallaşma ve sanatçının bağımsızlığı konularına dair katkılarda bulunacak. İktidar olma durumu, bir inisiyatifin iktidarla ilgili olma ama asla iktidar aşığı olmama durumunu da bu minvalde masaya yatıracağız. 

NOT: Açık Radyo'nun bu panel hakkında Fırat Arapoğlu ile yapılan röportajının özetidir.


Paneldeki konuşmaların açık metni için tıklayınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder