İnisiyatif almak, kültür politikalarının inşa edildiği bir
süreçte bağımsız olma hallerini nasıl değerlendirebiliriz? Neticede bir kültür
endüstrisi durumu var ortada, Türkiye özelinde düşündüğümüzde 1990’larda
nispeten oturmaya başlayan bağımsızlık durumu, 2000’lerle birlikte çağdaş sanat
müzelerinin, kurumlarının ve galeriler açılması ile çıldırmış bir kapitalist
ilerleme sürecine girmişti. Bu noktada, sanat yapıtı değil sadece, sanatçı ve
izlerkitle de değişmiş vaziyette.
Bu noktada tekrar bir 10 yıllık sürenin ardından “alternatif”
bir duruş sergileme durumu çıktı ortaya. Ama bu kez ortada ikircikli bir durum
var. Paul Virilio’nun diyor ya “Çağdaş sanat, tamam da, neyle çağdaş?” diye,
alternatif peki ama neyle alternatif? Nasıl, neye, kimle, ne zaman ve hangi
bağlamda alternatif olmaktan söz edilebilir? Hani Açık Radyo’nun 1990’lardan bu
yana özgür, bağımsız ve demokratik” bir alternatif söylemle, kültür endüstrisi
ve popüler kültüre angaje medyanın dışında bir tekerlek izi çizmesi gibi bir
durum, 2000’lerin sonunda bir tür alternatiflikten hareketle “kurumsallaşma”ya uzanmıştır.
Bugün en tehlikeli kelimelerden birisidir alternatif ve inisiyatif kelimesi de
aynı şekilde kirlenmeye uzanmakta. Zira, Terry Eagleton’un aktardığı gibi bir
sözcüğe çok anlam yüklediğinizde, temel anlamı kaymaya başlar, sözcük
içeriksizleşir.
İnsel İnal bağımsız olma durumunun daha eğitim aşamasında
zerk edilmemesinden hareketle, bağımsız olmanın temelinin başlangıç noktasını
sürekli vurgulamaktadır. Yarın da sanat eğitimi ve bağımsız olma durumu
arasındaki dikotomik ilişkiyi ele alacak. Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakülteleri’nin
“ideal formları” değil de, “olası formları” öğretmesi gerektiğini vurgulamak bu
minvalde çok önemli. Zira post-modernizm gibi, post-pedagoji gibi terimleri de
tartışmakta dünya. İnsel aynı zamanda 1990’ların aktif sanatçı öznelerinden
birisi olarak bu süreci bizatihi yaşayan ve gözlemleyen isimlerden birisi.
Rafet Arslan’ın ise güncel ortamdan hareketle bağımsız olma,
içeride ve dışarıda bulunma hallerine değineceğini söyleyebilirim. Sitüasyonist
Enternasyonel de dahil birçok avangard ve neoavangard noktanın temsilini tam
dibinden hisseden Sürrealist Eylem Topluluğu’nun da öncülerinden Rafet, müze,
galeri, kurumsallaşma ve sanatçının bağımsızlığı konularına dair katkılarda
bulunacak. İktidar olma durumu, bir inisiyatifin iktidarla ilgili olma ama asla
iktidar aşığı olmama durumunu da bu minvalde masaya yatıracağız.
NOT: Açık Radyo'nun bu panel hakkında Fırat Arapoğlu ile yapılan röportajının özetidir.
Paneldeki konuşmaların açık metni için tıklayınız.
Paneldeki konuşmaların açık metni için tıklayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder